“Ey yoldaş, ey arkadaş! Sûfî (gören, düşünen, ibret alan…) kişi, zamanın (bu ânın, bu demin) çocuğudur. Yoldaşlıkta “yarın” demek yoktur”.
Mesnevi Cilt:1 Beyit:133

Pîr Mevlânâ-i Rûmî

Hazret-i Pîr, 30 Eylül 1207’de Belh’te cihanı şereflendirmiştir. Babası Bilginlerin Sultanı olarak tanınan (Sultânü’l-Ulema) Bahaeddin Veled Belhi Bekrî (1150-1231)’dir. Annesi, Belh Emîri Rükneddin’in kerîmesi, Mümine Hâtun’dur.

Etrafına faydalı büyük insanlara, efendimiz anlamını taşıyan, Mevlânâ denilirdi. Bu isim ona, daha pek genç iken Konya’da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu ismi Şems-i Tebrîzî ile Sultan Veled’den îtibâren Mevlânâ’yı sevenlerin hepsi kullanmış, Mevlânâ lakabı, âdetâ onun adı yerine sembol olmuştur. Mevlânâ sıfatı her zamanda kullanılmıştır lakin Celâleddin Rûmî’nin Mevlânâ diye anılmasından itibaren, Mevlânâ denilince hep O hazret anlaşılır.

Diğer lakabı Hüdâvendigar’dır. Bu isimle, babası Sultânü’l-Ulema tarafından çağrılmıştır. “Mevlânâ Hudâvendigâr bize nazar kılalı Anun görklü nazarı gönlümüz aynasıdur” diyen Yunus Emre bize örnektir.

Rûmî (Anadolu ülkesinden olan) ve Mollâ-yı Rûm – Monlâ-yı Rûm- (Anadolu ülkesinin bilgesi) diğer lakaplarıdır.

Hazret-i Mevlânâ’yı önder olarak tanımış olanlar ise, Ona Hazret-i Pîr Efendimiz veya Cenâb-ı Pîr Efendimiz derler.

Özetle, Muhammed Celaleddin ismiyle doğan, Hüdâvendigar olarak çağrılan, Mevlânâ-i Rûmî olarak tanınan efendimiz, Pîr olarak bize miras kalmıştır. Onun yüce aydınlığı olan Mesnevî ise bize ışık olmuştur. Yine güzel isimlerinden olan Mevlevî, yolumuz olmuştur.

Mevlânâ-i Rûmî’yi, beşikte iken Pîr eden babası Sultânü’l-Ulemâ Bahâeddin Veled,

Şeyhlik mertebesine eriştiren Seyyid Burhâneddin Muhakkık Tirmîzî,

Âşıkların ve Maşukların Sultanlığına yükselten Şeyh Şems-i Tebrîzî,

Kızı Fatıma Hâtunla Sultan Veled soyuna Çelebîlik bağışlayan Şeyh Salahaddin Zerkûbi,

Onun tüm sırları açık eden Mesnevi’sini doğuran Hasan Hüsameddin Çelebi’dir.

Mevlevî yolunda -canlı Mesnevî- Şems-i Tebrîzî’ye sırdaş bir pehlivan olan, Rûmî oğlu Sultan Bahâeddin Veled,

Mevlevî yolunu devam ettiren ve bu yedi velînin nûru, Sultan Veled oğlu Ulu Ârif Çelebi’dir