“Ey yoldaş, ey arkadaş! Sûfî (gören, düşünen, ibret alan…) kişi, zamanın (bu ânın, bu demin) çocuğudur. Yoldaşlıkta “yarın” demek yoktur”.
Mesnevi Cilt:1 Beyit:133

Günümüz Diliyle Mesnevî

Destûr Yâ Nûr!

Dinle!

Bu Ney neler söylüyor?

İşit!

Ayrılıklar nasıl dillendiriliyor?

(Ney):

– Beni kamışlıktan kestiler keseli, feryat figan edip ağlıyorum.

– Hem de herkesi ağlatıyorum.

– Benim özlem derdimi duyabiliyorsan, sen de ayrılıklarla dilim dilim, lime lime olmuşundur.

– Aslından uzağa düşüp de aslına dönme zamanını gözlemeyen var mı?

– Kim iyiymiş kim kötüymüş bakmadan herkesle eş-dost oldum ama feryâdım dinmedi.

– Benimle dost olanlar da, benimle beraber iniltilere eş oldular fakat niçin ağladığımı soran nerde?

-Aslında benim feryâdım O’ndandı, feryâdım ise hep O idi. Her göz her kulak buna şahitlik edemezdi ki.

– Hani, bizim canımız ve tenimiz gibi, birbirinden gizli saklı olmamasına rağmen canımızı göremeyiz ya.

Hey! Bu Neyden gelen ateştir ateş, yel değil. Kimde bu ateş yoksa, yokluğa koşup gitsin.

Güzelim, Neydeki bu ateş aşkın ateşidir. Nasıl ki, aşkın coşkunluğu olan sarhoşluk, şarapta gizli. Aşk ateşi de Neyde gizlenmiştir işte.

Ney, bize halini anlattı. Sen de ney gibi ayrılıklara düşersen, Ney’e dost ol. Halleri bilen ve hallerden geçenin dostluğu, sevgiliyle senin arandaki perdeleri kaldırıverir.

Hey! Dost! Sen nasıl bağımlı yaptın kendine beni. Seninle birlikte iken bile özler oldum seni.

Bu Dost, kanlar döken yola, Leyla’yı arayan Mecnun’un yoluna götürüyor bizi.

(söz yine Ney’in)

– Hani, aklı ortaya çıkaran aklın olmayışıdır, dilin (sözün) belirleyicisi kulaktır (duymadır) ya.

-Kederlerle günler akşama döndü. Günler yanışlarla yoldaş…

(Ney’in ıstırabını anlayış ve ona teselli)

A dost! Günler nasıl geçmişse geçmiş, korkumuz yok. Yeter ki, sen bizimle ol, a saflıkta eşsiz güzel.

(söz yine Ney’in)

– Sudaki balık gibi hani. Balığın hayat kaynağı, gerçek rızkı, sudur. Balık rızkını, sudan başka bir yerde arasa bulamaz ya.

(Güzel Dost!)

Sözleri burada noktala, (bu on sekiz beyitle) anlayan için zaten her şeyi anlatıverdin vesselam.

Bâkî Hû…