“Ey yoldaş, ey arkadaş! Sûfî (gören, düşünen, ibret alan…) kişi, zamanın (bu ânın, bu demin) çocuğudur. Yoldaşlıkta “yarın” demek yoktur”.
Mesnevi Cilt:1 Beyit:133

Sultan Bahâeddin Veled

25 Rebiülahir 623 Cuma (24 Nisan 1226) – 11 Recep 712 (11 Kasım 1312) Cumartesi gecesi

 

Kuyumcu Şeyh Selahaddin’in kızı Fâtıma Hâtun ile evlenmiş olup ondan olan çocukları:

Mutahhara Âbide Hâtun

Şeref Ârife Hâtun

Ulu Ârif Çelebi dir.

 

Fâtıma Hâtunun vefatından sonra Nusret Hâtun ile evlenmiş ondan,

Emîr Şemseddin Âbid Çelebi olmuştur.

 

Sünbüle Hatun ile evlenmiş ondan,

Selâhaddin Zâhid Çelebi (vefatı: 1333-1334)

Hüsâmeddin Vâcid Çelebiler dünya gelmişlerdir.

 

İbtidâ-nâme yazılış 3 Mart – 3 Haziran 1291 (1 Rebiülevvel – 4 Cemaziyelahir 690):

İlk beyti, “Yokluk ve varlık âlemini icad eden Hudâ adıyla başlıyorum” olan “Mesnevî-i Veledî” adı verilen kitap, Mevlânâ’nın, Şems’in, Selâhaddin ve Hüsâmeddin’in güzel hallerinden bahseder.

 

Rebab-nâme:  1 Şaban 700 (10 Nisan 130)1 – 30 Zilhicce 700(4 Eylül 1301)

Bu mesnevî, “Rebâbın ağlayıp inlemesindeki yüzlerce çeşit nükteyi dinleyin” beytiyle başlar, rebabdan bahsederek öğütlerde bulunulur.

İntihâ-nâme:

İlk beyti, “Yine Hakk adıyla eşsiz ve az bulunur sırlarla dolu nüktelerle başlıyorum”  olan son Mesnevîde, hakîkat yolcularının nefse ve şeytana uymamaları için öğütler anlatılır

 

Maârif:

Uzun ve kısa elli altı fasıldan (bölümden) meydana gelen mensur bir eserdir. Gayet açık ve tam bir konuşma diliyle yazılmıştır.

 

Sultan Veled’in şiirlerine bir örnek:

“Ey askerlerle dolu Konya
Sen Anadolu ülkesinin payitahtısın
Her şehir büyük bir beydir,
Sense bütün şehirlere padişahsın.
Her kale, parlayan bir yıldızdır
Sense yıldızlardan üstün bir aya benzersin
Değil mi ki seni, bizim padişahımız seçti
Sen Mekke’sin, Allah’ın Kabesi’sin
Evvelce Şeyh’in varlığıyla parlamıştın
Şimdi de Türbesi’nin sayesiyle eminsin
Ey Konya, cennetsin hurisin sen
Ey Konya, devletsin, mansıpsın sen
Hem gömleksin hem kaftan
Hem kemersin, hem külah
Hem sâkîmizsin hem şarabımız
Hem vuslat konağısın hem yol
Hem işret ve neşe madenisin
Hem ağlayış ve ah sermayesi
Ey Mısır, böyle bir şehrin önünde
Sen pek küçük ve pek hor kalırsın
Tıpkı bir saman çöpü gibi
Konya’nın karaltısında,
Göz siyahındaki nur gibi bir ışık var
Yaratılışının güzelliğine, letafetine
Tanrı yüzlerce tanık halketmiş
Ey VELED, Konya’da rahatça
Otur da oradan perişanlıklar defolsun”.